Ülkenin aydınlık ve karanlık insanları

 
Ülkenin aydınlık ve karanlık insanları Ülkenin aydınlık ve karanlık insanları

. . Bu ülkenin aydınlık insanları ve bu ülkenin yüreği karanlık insanları. Çok başarılı bir metin ve dikkat çeken bir oyunculuk seyrettik. . Sınavı hiç bitmeyen aydınlık insanların, gericilerden neler çektiğini mesela. Sonra “Tetris”, “Alf”, “Süper Baba”, “Çarkıfelek”, “İkinci Bahar”, “Cartel” ve diğerleri. ZOR YILLARYıl 12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde İstanbul’da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi’ndeki dört kahvehane ve bir pastane aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle taranmış. . . . . Oyunda Mavi de o günleri anlatıyor, gözleri yaşlı. Yaklaşık 85 dakika ve tek perde. . ” Ülkemin aydınlık insanları ve yüreği karanlık insanları. . . RANTA KURBAN GİDENLER“Ben Eskiden çok Ünlüydüm” adlı oyun ne çok şeyi hatırlattı bize. BAŞARILI BİR METİNTek kişilik oyunlar bizi ilk başta biraz korkutuyor. Hoş, aslında bugün de çok açık bir havada değiliz ya. . . . Dut ve kiraz ağaçlarını, bahçeli evleri. Bu önyargıdan kurtulmamız için böyle oyunlara ihtiyacımız var. Geçmiş ile bugüne yolculuk yapan Mavi’nin öyküsü aslında hepimizin hikâyesi. . Gökhan Erarslan’ın yazdığı ve yönettiği “Dilemma” serisinin ikinci oyunu “Ben Eskiden Çok Ünlüydüm”, bizleri 1990’lı yıllara götürüyor. Ve şu cümle, yüreğime yüreğime vuruyor: “Arkadaşlarım ‘Alevilerin elinden yemek yenmez’ dedi, biz pismişiz, yemin ederim anne ben söylemedim Alevi olduğumuzu. . Ranta kurban gittiler tabii ki hepsi. . Ben ortaokula gidiyordum ama dün gibi hatırlıyorum bu vahşeti. . . ” En yakın arkadaşları Esra ve Feyza için bir anda “öteki” oluvermişti Mavi. Her iyi ve kötü zamanları dün gibi hatırladığım çocukluğuma gitmek ne iyi geldi. . . Duygu geçişleri, beden hakimiyeti ve güzel sesiyle belleklerimize kazındı Ezgi H. . Peki, bu 90’lı yıllar gerçekten tatlı bir rüya mıydı yoksa bitmek bilmeyen bir kâbus mu? 90’lı yıllar benim çocukluğum. Oyunda Mavi’yi Ezgi Hüyükpınar Erarslan canlandırıyor. Bu hikâye hepimizin hikâyesi, Mavi anlatıyor sahneden, kaçırmayın!",Gökhan Erarslan’ın yazdığı ve yönettiği “Dilemma” serisinin ikinci oyunu “Ben Eskiden Çok Ünlüydüm”, bizleri 1990’lı yıllara götürüyor",. Bir anda insanların ayrıştırıldığı o sisli günler geliyor gözümüzün önüne. Oyunun kahramanı Mavi. . . . Erarslan’ın başarılı oyunculuğu. Ve ölenler, yaralananlar. Günümüzde başlayan oyunda idealist bir oyuncunun yaşamına tanıklık ediyoruz. “Korku, dehşet bulaşıcı bir hastalık gibiydi aslında. Ne diyor Mavi oyunda.

Ülkenin aydınlık ve karanlık insanları

Oyunda Mavi de o günleri anlatıyor, gözleri yaşlı. Ve ölenler, yaralananlar. . Oyunda Mavi’yi Ezgi Hüyükpınar Erarslan canlandırıyor. Ve şu cümle, yüreğime yüreğime vuruyor: “Arkadaşlarım ‘Alevilerin elinden yemek yenmez’ dedi, biz pismişiz, yemin ederim anne ben söylemedim Alevi olduğumuzu. BAŞARILI BİR METİNTek kişilik oyunlar bizi ilk başta biraz korkutuyor. ” En yakın arkadaşları Esra ve Feyza için bir anda “öteki” oluvermişti Mavi. . Bu önyargıdan kurtulmamız için böyle oyunlara ihtiyacımız var. Duygu geçişleri, beden hakimiyeti ve güzel sesiyle belleklerimize kazındı Ezgi H. Yaklaşık 85 dakika ve tek perde. . Geçmiş ile bugüne yolculuk yapan Mavi’nin öyküsü aslında hepimizin hikâyesi. Günümüzde başlayan oyunda idealist bir oyuncunun yaşamına tanıklık ediyoruz. Erarslan’ın başarılı oyunculuğu. . Bu hikâye hepimizin hikâyesi, Mavi anlatıyor sahneden, kaçırmayın!",Gökhan Erarslan’ın yazdığı ve yönettiği “Dilemma” serisinin ikinci oyunu “Ben Eskiden Çok Ünlüydüm”, bizleri 1990’lı yıllara götürüyor",. Hoş, aslında bugün de çok açık bir havada değiliz ya. Sonra “Tetris”, “Alf”, “Süper Baba”, “Çarkıfelek”, “İkinci Bahar”, “Cartel” ve diğerleri. . Ben ortaokula gidiyordum ama dün gibi hatırlıyorum bu vahşeti. . . RANTA KURBAN GİDENLER“Ben Eskiden çok Ünlüydüm” adlı oyun ne çok şeyi hatırlattı bize. . . . Bu ülkenin aydınlık insanları ve bu ülkenin yüreği karanlık insanları. Ranta kurban gittiler tabii ki hepsi. Bir anda insanların ayrıştırıldığı o sisli günler geliyor gözümüzün önüne. Dut ve kiraz ağaçlarını, bahçeli evleri. Çok başarılı bir metin ve dikkat çeken bir oyunculuk seyrettik. Sınavı hiç bitmeyen aydınlık insanların, gericilerden neler çektiğini mesela. . ZOR YILLARYıl 12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde İstanbul’da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi’ndeki dört kahvehane ve bir pastane aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle taranmış. Peki, bu 90’lı yıllar gerçekten tatlı bir rüya mıydı yoksa bitmek bilmeyen bir kâbus mu? 90’lı yıllar benim çocukluğum. . . . . . Her iyi ve kötü zamanları dün gibi hatırladığım çocukluğuma gitmek ne iyi geldi. . . “Korku, dehşet bulaşıcı bir hastalık gibiydi aslında. . . . . . . Oyunun kahramanı Mavi. Ne diyor Mavi oyunda. ” Ülkemin aydınlık insanları ve yüreği karanlık insanları. Gökhan Erarslan’ın yazdığı ve yönettiği “Dilemma” serisinin ikinci oyunu “Ben Eskiden Çok Ünlüydüm”, bizleri 1990’lı yıllara götürüyor.